,

Yalova Otelleri

Denize girmekten tutun tarihi yapıları gezmeye, kaplıca turizminden tutun dağ sporlarına o kadar çok aktivite yapabilirsiniz ki Yalova’da! Yapmışken bir de o güzel Yalova mutfağını denersiniz belki. Yalova Otelleri'nde konaklayarak birkaç gününüzü ayırabileceğiniz gibi bu güzel kente, Marmara’nın büyük şehirlerinden günübirlik gezmeye de gelebilirsiniz. 

Yalova Otelleri ve Gezi Rehberi

Yalova Otelleri

Diyelim ki Kocaeli ya da Bursa otellerinde konaklıyorsunuz ve günübirlik gezebilecek olsanız da aklınızda Yalova hiç yok. Hatta diyorsunuz ki “Yalova’da neresi gezilir ki, neyi meşhurdur Yalova’nın, neden gideyim?”. Biz şimdi size özetle anlatalım biraz, siz de karar verin neden gelmek isteyebileceğinize. 

Yalova’nın her ilçesi bir başka macera sunuyor misafirlerine. Çiftlikköy’ün sahilinde stand stand geziyor, bisikletimize biniyoruz; Altınova’da eşsiz bir jeomorfolojik yapı görüyor, Lagün Gölü’nde çay içiyoruz. Bitmiyor, Bizans dönemi kalıntılarını, deniz feneri müzesi ve kuş gözlem kulesini geziyoruz. 

Biraz daha batıya gidiyor, Çınarcık’ın dağlarında uzun uzadıya sabah yürüyüşleri yapıyoruz. Eskiden adı Rumca’da “temiz hava” anlamına gelen “Kio” olan Çınarcık’ın ormanına, dağına, taşına minnetle belki de kamp yapıyoruz. Erikli Şelalesi’nin muhteşem manzarasına hayran kalıyor, Delmece Yaylası’nda akciğerlerimizi bol bol oksijenle dolduruyoruz.

Bir başka güzel şelaleyi ise Yalova Termal otellerinde konaklarken buluyoruz. Sudüşen adlı bu şelaleyi Bursa-Yalova yolunun yakınında, Termal sınırları içinde bir ormanda görüyoruz. Burada dip not düşelim, bu Termal Yalova’nın ilçesi olan Termal, kaplıca kaynağı olan değil.

Ancak neyse ki Yalova aklımıza kaplıca sularını getirip bizi yarı yolda bırakmıyor. Şehrin en batısında, Gemlik Körfezi’nin kuzeyinde Armutlu’ya gelince kendimizi şifalı sulara atıyor, avuçlarımız buruş buruş olana kadar termal suyun tadını çıkarıyoruz. Aslında bakarsanız ülkemizin birinci kalite termal sularından birine sahip olan Armutlu’dan kolay kolay ayrılmak mümkün değil. Dolayısıyla hemen Armutlu otellerinden yerimizi ayırtıyoruz.

Bir termal kürün süresi genellikle 2 hafta kadar oluyor. Ziyaretçilerin çoğu keyfine gelse de Yalova termal kaplıcaları eğitimli personelleri ve doktorları ile misafirlerine yakın ilgide bulunuyorlar. Kaç gün ve günde kaç saat gireceklerinin belirtildiği kürler ile ziyaretçilerini kontrollü bir şekilde kaplıcaya sokuyorlar. 

Romatizma rahatsızlıklarından mide ve bağırsak hastalıklarına, hormon dengesizliklerinden karaciğer düzenleme çalışmalarına birçok alanda yan tedavi olarak tavsiye edilen kaplıcaları, içerdikleri bol mineral ve yüksek sıcaklıkları sebebiyle aslında çok uzun saatler kullanmak pek doğru değil. 

Yine de misafirlerin çoğunluğu bol bol suya gireceğini düşünerek tatile geliyor. Hal böyle olunca da Yalova termal havuzlu oteller imkanları artıyor. Böylece, doktorlar tarafından düzenlenmiş aralıklarla kaplıcanın şifalı suyundan yararlanırken, diğer zamanlarda kendinizi havuzun serin sularına atabiliyorsunuz. Özetle, Yalova birçok talebimize cevap veriyor. 

Bir de sürprizimiz var son olarak, merkezdeki Yürüyen Köşk aslında Atatürk’ün o ulu çınarı kesmemek için köşkün kendisini hareket ettirdiği yegane bina olup geldiğinizde bu minik ama çok önemli binayı da görebiliyorsunuz. Günümüzde sırf manzarayı kapatıyor diye kesilen ağaçların, yasal olarak imara açılabilsin diye gizli gizli yakılan ormanların olduğunu düşünürsek, her birimizin ibret alması gereken bir olay olduğunu belirtmeden edemiyoruz.