Güneyinde Madra Dağı, kuzeyinde Kazdağı; Havran Çayı ve Karınca Çayı ile dünyanın en yoğun oksijen oranına sahip yerlerinden birisi olan Burhaniye, bu yıl büyüklerinizle beraber bir tatil yapmak istiyor, onları da sevindirmek istiyorsanız Burhaniye kaplıca otelleri'ni tercih edebilirsiniz.
Beldenin en önemli tarihi kalıntısı Adramytteion Antik Kenti’nin merkezde bulunuyor olması yürümek için gayet rahat bir imkan sunarken, yemyeşil dinlenme tesisleri ve civar köylerdeki kaplıcaları ile üst yaş turizmi için göz önünde bulundurulması gereken en önemli yerlerden biri olmakta.
Eşsiz bir doğal güzelliğe sahip Burhaniye’nin tarihi çok eskilere, M.Ö. 1443’e, Mysia halkına dayanıyor. Zaman içerisinde önce Roma ardından Bizans imparatorluklarının hükmüne giren Burhaniye çok geniş bir tarihe tanıklık etmiş olsa da bölgede sıkça gerçekleşen savaşlar sebebiyle çoğu eser günümüze kalmamıştır.
İsmi 19. yy’da Sultan Abdülhamit’in oğlu şehzade Burhanettin’e ithafen değiştirilmiş ve bugünkü halini almıştır. Önceleri ise, Lidyalılar zamanında kralın kardeşi Adramis’in isminin verilmesiyle, uzun süre Adramytteion olarak anılmış.
Adramytteion kenti Karataş’tan başlayarak yaklaşık 8 kilometrelik bir alanda inşa edilmiş. Ören mahallesinin neredeyse tamamı antik kentin kalıntılarını barındırdığından Ören’in belli bir kısmı şu anda sit alanı ilan edilmiş durumda. Bu antik kenti doya doya gezmek için Ören otelleri'nde konaklamayı tercih edebilirsiniz.
Burhaniye Ören otelleri'nde kalmak, 2000 yılında Mavi Bayrak ile temizliği ve girilebilirliği tescillenmiş plajı ile iç içe olma ve doğanın keyfini doyasıya yaşama fırsatı sunuyor. Ören plajına gitmişken, 20 yıl kadar önce yapılan ünlü denizkızı heykeli ile de fotoğraf çekilmenizi tavsiye ediyoruz.
Fotoğraf kameranızı indirmeden Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Kurulu’nun tek tek numaralandırdığı yüzyıllık palamut ağaçlarını dolaşmanızı da öneriyoruz, eğer tekneye binmek hoşunuza gidiyorsa, Ören’den kalkan tekne turlarına katılmayı da düşünebilirsiniz.
Kalabileceğiniz kimi Burhaniye otelleri 5 yıldızlı hizmet veriyor yani, Burhaniye’de hem doğayla iç içe hem de lüks bir tatil geçirmek mümkün. Burhaniye’ye gelmişken kaya sunaklarını görmeden giderseniz hata etmiş olursunuz.
Benzerlerine Orta Avrupa ve bazı doğu ülkelerinde rastlayabileceğiniz bu sunaklar, Cilalı Taş Devri’nden beri süregelen doğa ve bereket inancının tanrılaştırılmasıyla oluşan bir felsefenin en iyi örneklerinden kabul ediliyor. Bahadınlı Köyü İnkaya Mağarası ve Hisarköy Kaya Sunağı Burhaniye’de konaklarken rahatça gidip görebileceğiniz eserlerden.
Civar köyleri gezmek isterseniz, Burhaniye’nin biraz güneyinde bulunan Karaağaç Köyü veya kuzeyindeki Bostancı Köyü’ndeki termal tesisler, hem kaplıcaların tadına varmak hem de kaliteli hizmet almak konusunda en iyi Burhaniye otelleri'ni aratmayacaktır.
Bostancı köyünden güneye yol alarak Pelitköy’e gidebilir ve yaklaşık 200 yıl kadar bir geçmişi olan bu köyün zeytinliklerle kaplı manzarasını seyre dalabilirsiniz. Tatilinizi ocak-şubat aylarına denk getirirseniz, bölgedeki “Pelitköy Zeytin Festivali”ne katılabilirsiniz.
Pelitköy’den sonra tatilinize devam etmek niyetindeyseniz, bambaşka bir servüne atılabilir ve İzmir-Çanakkale yolunu güneye doğru biraz daha takip ederek Ayvalık’a geçebilirsiniz.
Cunda adası ve eski rum evleriyle çok keyifli bir vakit geçireceğinizi garanti edebileceğimiz Ayvalık’ta, size önerimiz, Ayvalık otelleri'nde konaklamayı ihmal etmeyin; zira Ayvalık’ı gezmek için bol vakte ihtiyacınız olacak!